23 Ocak 2012 Pazartesi

PARIS-VESPA-DAKAR


Dakar rallisi, motor sporlarının en zor ve en tehlikeli etkinliklerinden biridir. Arabaların, SUV’lerin, motosiklet ve kamyonların katıldığı bu yarışta sürücüler diğer araçlarla yarışmaktan öte öncelikle kendileriyle ve çöl koşullarıyla mücadele ederler. Yarış rotası, parkurun geçtiği Afrika ülkelerindeki siyasi karışıklıklar nedeniyle çeşitli seferler değiştirilmiştir.

İsmine rağmen, bir ralliden çok yol dışı dayanıklılık yarışmasıdır Dakar. Parkur, çok kötü durumdaki yollar veya yol olmayan alanlardan geçmekte, yarışan araçlar da rallilerdeki değiştirilmiş sedanlar yerine gerçek yol dışı araçlarından seçilmektedir. Özel etapların çoğu yol dışı, kumluklar, çamurlu alanlar, kayalıklar gibi yerlerde yapılmaktadır. Her etapta kat edilen yol birkaç kilometre ile birkaç yüz kilometre arasında değişir. En uzun etap 800 km.den fazladır. 17 Etaptan oluşur. Yarışma macera arayanlar icin bulunmaz bir fırsat gibi görünse de birçok tehlikeler ve kazaları da göze almak gerekmektedir. Yarışmanın başladığı 1978 yılından bu yana 30 yıl içerisinde 56 kişi hayatını kaybetmiş, birçok insan da sakatlanmıştır.

Tüm bu bilgileri paylaşmamın sebebi yazımın son paragrafında gerçekleştirilen deliliğin seviyesini anlatabilmek.

1980’de Jean-Francois Piot önderliğinde 4 çılgın, efsanevi yarışa Vespa PX 200’lerden oluşan bir takımla katılmaya karar verdi.

Paris’ten Dakar’a kadar 7 ülkenin geçilip 10.000 km.’nin katedildiği yarışta takım lideri January M. Simonot and B. Tcherniawsky; 81 yarışmacıyı geride bırakarak 23 Ocak 1980’de finiş gördü.

Birçok spor kritiği tarafından çılgınca bir işe soyunmakla yargılanan Piaggio ekibi; günün sonunda 211 yarışmacının katılıp 79’unun damalı bayrağı göremediği rallide, dörtte iki yaparak %50’lik bir ortalama yakalamıştı. İki Vespa’nın yarışı bitirdiği 1980 Paris-Dakar rallisinde, finiş genel oranı ise sadece %37 idi.

Bakalım aynı çılgınlığı bir daha kim göstermeye cesaret edebilecek…


1 yorum: